BELİNE ÇELİK TEL SARILARAK AĞACA BAĞLANAN KÖPEK BÜYÜKŞEHİR’LE HAYATA TUTUNDU

Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal ve Veteriner Hizmetleri Dairesi’ne bağlı Kaşlı Geçici Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi veteriner hekimleri, beline çelik tel sarılarak ağaca bağlanan ve ormanda kaderine terk edilen köpeği yeniden hayata bağladı. 2 aylık tedavi sonrasında iyileşmeye başlayan köpeğe, “Mantar” adı verildi.

Beline iki kat çelik tel sarılarak ağaca bağlanmış halde bulundu

6 Nisan’da Toroslar ilçesi Aladağ Mahallesi’nde bulunan ormanlık alana mantar toplamaya giden vatandaşlar, beline iki kat çelik tel sarılarak ağaca bağlanmış halde buldukları sokak köpeğini kurtarması için Büyükşehir ekiplerini aradı.

Teksin Alo 185 hattına düşen ihbarla harekete geçen Bakımevi görevlileri, itfaiye ve jandarma ekipleri ile ihbar yerine gitti. 3 gün boyunca aç, susuz bir şekilde ağaca bağlı vaziyette bekleyen köpeğin umudu Büyükşehir oldu. Yaralı köpeği olduğu yerden kurtaran ekipler, ilk müdahalenin ardından Kaşlı Bakımevi’ne getirdi.

Gerekli cerrahi müdahalenin ardından özel bakıma alındı

Büyükşehir’in veteriner hekimleri, gerekli cerrahi müdahaleleri yaparak köpeğin belindeki teli çıkardı. Aç ve susuz kaldığı için halsiz düşen köpeğe vitamin takviyesi yapıldı. Yaşadığı işkence nedeniyle oldukça korkan ve saldırgan tavırlar sergileyen köpek, fiziksel tedavinin yanı sıra ruhsal tedaviye de alındı. Bakıcılarının özverili ve sevgi dolu yaklaşımı sayesinde yavaş yavaş insanlara yeniden alışmaya başlayan yaralı köpek, yaklaşık bir ay sonra fiziksel olarak tamamen iyileşecek. Ekipler, ruhsal rehabilitasyonunu sürdürdükleri ve 2 aydır misafir ettikleri köpeği sahiplendirerek sıcak bir yuvaya kavuşmasını istiyor.

“Sadece fiziksel hasar almamış. Geldiğinde çok ürkek ve saldırgandı”

Tarımsal ve Veteriner Hizmetleri Dairesi Evcil ve Sahipsiz Hayvanlar Şube Müdürlüğü’nde Biyolog olarak görev yapan Altay Atlı, köpeğin Bakımevi’ne geliş sürecini anlattı. Köpeğin tedavisinin sürdüğünü ifade eden Atlı, “Uzun süre aç ve susuz kalmıştı. Bel bölgesinde; özellikle karın altı bölgesinde; ciddi açık yaralarla gelmişti. Hemen tedavisi yapıldı. Yaralara önce dikişle müdahale edildi, açık yara tedavisi devam ediyor. Şu anda durumu daha iyi. Hayvanımız ciddi psikolojik sıkıntılarla geldi. Sadece fiziksel hasar almamış. Geldiğinde çok ürkek ve saldırgandı. Bu aşamada hem tedavisine devam edildi hem de rehabilitasyon süreci devam ediyor. Şu anda karın altında biraz yaraları kaldı. Yemek verirken, tedavisine girdiğimizde yavaş yavaş kendimize alıştırmaya çalışıyoruz. Yanına girdiğimizde hiç kimseye yaklaşmıyor durumdaydı. Sürekli etrafta dönüyordu, insanlardan çok ürkmüştü” dedi.

“Bir yuvası olduğunda, sıcak bir evi olduğunda çok daha mutlu olacak”

Hayvanın hem fiziksel hem ruhsal hasar aldığını ifade eden Atlı, rehabilitasyon sürecinin devam ettiğini söyledi. Atlı, şöyle devam etti:

“Fiziksel olarak tedavi süreci yaklaşık bir ay daha devam edecek. İlk aşamada koruyucu kıyafet giydiriyorduk, koruyucu kıyafeti çıkardık. Güneş alsın diye açık bir alana koyduk. Özellikle açık yaralarda havayla temas iyileşme sürecini hızlandırıyor. Psikolojik yöndeki rehabilitasyon süreci biraz da hayvana bağlı. Gerçekten çok ciddi bir eziyet görmüş ve insanlardan çok fazla korkuyor. Biz elimizden gelen bütün çabayı sarf edip rehabilitasyon sürecini en hızlı şekilde geçirmesini sağlayacağız.  Birazcık da hayvanın kendine bağlı olarak o sürecin uzunluğu veya kısalığı değişebilir. Tamamen iyileştiğinde sahiplendirilmeye açık bir hale gelecektir. Böyle mağdur bir hayvanımızın da mutlaka yuvasının olmasını istiyoruz. Çünkü zaten dışarıda bir şiddet görmüş. Çok ürkek bir hayvan. Bir yuvası olduğunda, sıcak bir evi olduğunda çok daha mutlu olacağını düşünüyoruz. Belki de dışarıya çıktığında buradaki rehabilitasyon süreci tamamlansa bile sokakta aynı tepkilere maruz kaldığında ikinci şoku atlatamayabilir. Çok daha kötü sonuçlar olabilir. O nedenle biz bir evi olsun istiyoruz.”

“Satın alma sahiplen”

Hayvan sahiplendirme sürecini ve prosedürünü anlatan Atlı, misafir ettikleri hayvanların sahiplenilmesini ve sıcak yuvaya kavuşmasını istediklerini vurguladı. Atlı, “Herkese, her önüne gelene sahiplendirme yapamıyoruz. Özellikle hayvanla onu sahiplenecek kişi arasındaki bağı iyi kurmamız gerekiyor. Hayvana ne kadar süre, nerede bakacak? Ne tür bir hayvan sahiplenmek istediklerine dair bir kanı oluşması gerekiyor. Hayvanın tüm karakteristik özellikleri de çok önemli. Buradaki hayvanlarımızın sahiplenmesini çok önemsiyoruz. Her birinin ayrı bir yuvası olmasını istiyoruz çünkü hayvan barınakları kesinlikle bir hayvan hapishanesi değillerdir. Buraya gelen hayvanların, tedavileri yapıldıktan ve rehabilitasyonları tamamlandıktan sonra hepsinin bir yuvasının olmasını istiyoruz ve özelliklede şu sloganı destekliyoruz; ‘Satın alma sahiplen’” dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir