GÖZNE SAKİNLERİ DOĞA TALANINA DUR DİYOR..!

Gözne Mahallesinde yapılması planlanan taş ocağına tepki gösteren yöre sakini vatandaşlar, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve mahalle muhtarları ortak bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya AYDER, Gözne’yi Sevenler Derneği, Yörük Derneği , Mersin Çevre ve Doğa Derneği, Gözne Mahallesi Muhtarı, Ayvagediği Mahallesi Muhtarı, Darısekisi Mahallesi Muhtarı ve çok sayıda vatandaş katıldı.

”ZEYTİN AĞAÇLARI, KATRAN AĞAÇLARI, KATRAN AĞAÇLARI YOK OLACAK”
Gözne’yi Sevenler Derneği Başkanı Hayrettin Zengin, konuşmasında burada ki toplanma amaçlarının taş ocağının yapılmasını engellemek olduğunu vurguladı
Zengin, konuşmasında şu cümleleri kullandı: ”Bu konuda arkadaşlarımızın destekleriyle ilerlemeye çalışıyoruz. Bu taş ocağı açılırsa en büyük zararları Gözne halkı, Ayvagediği halkı , Soğucak halkı, Bekiralanı halkı, Darısekisi halkı görecektir. Çünkü herhangi bir patlamada, illa ki patlama olacaktır. Bu saydığımız mahallelerin suyu kesilecek. Gözne’nin zaten suyu kesilmiş durumda şu an ki var olan taş ocağın’dan  dolayı. Şimdi biz bunlara karşıyız. Buralarda mera sahası kalmadı. Taş ocağı olmayan yerlerde özel ağaçlandırmaya açıldı. Davar güdecek yer kalmadı. İnsanlar, mahalle aralarında hayvanlarını otlatıyorlar. Şimdi burada taş ocağı açılacak yerlerde zeytin ağaçları yok olacak, katran ağaçları, andız ağaçları yok olacak. Andız pekmezi yapamaz duruma geleceğiz. Dışarıya bir çamaşır seremeyeceğiz. Çünkü her taraf toz toprak olacak. Hayvan beslenemeyecek çünkü orman kalmadı. Nefes almak istiyoruz; kısıtlanıyor. Bunun için buralara taş ocağı kurulmasını istemiyoruz. Mevcut var olan taş ocağını’da istemiyoruz. Hepimiz zarar göreceğiz çünkü.”
”HAYVANLARIMIZI YETİŞTİRECEK YER BULAMIYORUZ”
AYDER Derneği Başkanı Osman Kepil, konuşmasında bu bölgede taş ocağı açılırsa ne gibi zararları olur? Bundan kimler etkilenir? Gibi soruların cevaplarından kısaca bahis etmek istediğini belirtip, ” Öncelikle şu görmüş olduğunuz bölgedeki tüm evler, tüm vatandaşlar ve bu yol güzergahındaki en az 10 tane köyümüz bu taş ocağından etkilenecek. Biz öncelikle doğamıza sahip çıkalım, doğayı koruyalım diyoruz. Meralarımız kalmadı. Hayvanlarımızı yetiştirecek yer bulamıyoruz. Gürültüden, tozdan tüm herkes etkileneceği için bu taş ocağına hayır diyoruz. Biz dernek olarak buna karşıyız. Gözne, Ayvagediği güzergahında ki tüm vatandaşlar bundan etkilenecek. Bu sorun hepimizin sorunu. Bu bölge, Toroslar bölgesi olduğu için, Toroslar Belediye Başkanımızdan da destek bekliyoruz. Lütfen buraya sahip çıkalım.” şeklinde konuştu.

”TAŞ OCAĞINI, ORMAN OLMAYAN YERE TAŞISINLAR”
Açıklamada konuşma yapan Gözne Mahallesi Muhtarı Şevket Taşkın, konuşmasında taş ocağının sadece bu bölgeye değil tüm Mersin’ e zararı olduğunu ifade ederek, yetkililerin bu duruma dur demesini gerektiğini ifade etti.
Muhtar Taşkın, konuşmasında şu cümleleri kullandı: ”Şimdi bir şeye hayır demek için, çözüm de üretmek gerekiyor. Biz buraya taş ocağı istemiyoruz! Çünkü buralar insanların akciğeri. Adana’dan, Mersin’den insanlar buraya temiz hava almaya geliyor. Eskiden burada bir taş ocağı vardı, şimdi kapandı. Çıkan tozlardan dolayı orada ki sedir ağaçlarının tamamı kurudu. Şimdi hiçbir ağaç kalmadı. Cumhurbaşkanımız diyor ki; ‘ Demokrasinin temel taşı muhtarlarımızdır.’ biz buna katılıyoruz. Şimdi buranın muhtarları var. Ağaçlarında muhtarı var. Ağaçların Muhtarı kimdir? Ağaçların Muhtarı sedir ağacıdır. Burada ki doğayı katledeceklerine, gitsinler ormanı olmayan, sırf kaya olan yerleri kullansınlar. Bu memleketin ormana da ihtiyacı var, taşına da toprağına da. Taş ocağı yapmak için ormanı kullanıyorlar. Biz bunlara hayır diyoruz. Mevcut bir tane taş ocağı var ama bir başkasını istemiyoruz biz. İnşallah sesimizi devlet büyüklerimiz duyar, bize de hak verir. Yazın burada yaklaşık 150 Bin nüfus yaşıyor. Şimdi görüyorsunuz bu mevsimde bahar havası var. Yağmur yok, kış yok, 10 cm’den fazla kar yağmadı. Neden? Doğa katl edildiği için. Ormanın olmadığı yerde ağaçta olmaz, suda olmaz, yağışta olmaz. Bunun cezasını sadece Gözne değil, Ayvagediği değil, Soğucaklı değil, tüm Mersin halkı çekecektir. Buna bütün büyüklerimizden bir çözüm bekliyoruz. Buna inşallah dur deriz. Şuan burada 200-300 kişi varsa pandemiden dolayı fakat yazın olsaydı bu açıklama şurada 3 Bin, 5 Bin kişi olurdu. Belki de 100 Bin insan olurdu burada. Hepinize katıldığınızdan dolayı teşekkür ediyorum.”

”BU DURUM İNANIN SANKİ MERSİN’E YÖNELİK KOMPLO GÖRÜNTÜSÜ VERİYOR”
Mersin Çevre ve Doğa Derneği Başkan Yardımcısı Kenan Hoplar ise, konuşmasında Mersin’ de yaşanan doğa katliamlarının korkunç bir boyuta ulaştığını ifade etti.
Hoplar, konuşmasında şu cümleleri kullandı:”İnanın bir dehşet yaşanıyor şu an Mersin de. Korkunç bir dehşet yaşanıyor, biliyor musunuz? Oda şu; İnsanın en büyük hakkı yaşam hakkıdır. Yaşam hakkının üzerinde hiçbir hak yoktur. Bakıyoruz Mersin’de yalnız dağda değil, denizde değil, ovada değil yaşam alanlarının her tarafında alabildiğine bir saldırı ile karşı karşıyayız. Bu durum inanın sanki Mersin’ e yönelik bir komplo görüntüsü veriyor. Daha dün Alata’ da 4 Bin dönümlük kamuya açık olan bir yer talan edilmek istendi.4 Bin dönümlük alan 83 dönüme indirilerek gerisi çarçur edilmek istendi. Ona karşı duruldu. Daha dün Davultepe’nin köylülerinin birinci derecede tarım toprakları, birinci derecede verimli bahçeleri adeta yok edilmek istendi. Çoraktır, kuraktır diye sanayi sitesine verilmek istendi. Oysa tespit edildiği zaman, buranın dünyanın en güzel tarım topraklarından biri olduğu görüldü. Mersin”e çok büyük kötülükler yapılıyor. Şu anda Atatürk Parkı yok edilmek isteniyor. Bunu da belirtmek isterim. Atatürk Parkı adeta kullanılmaz hale geliyor. Deniz kenarında halkın yaşam hakkı kaldırılmış durumda. Zaten siteler kaplamış durumda. Şimdide dağda, doğanın bir parçası olan ve Mersin’ in en önemli dinlenme yerlerinden olan Ayvagediği’ nde, Gözne’ de bu talanı görmek insanın içini burkutuyor. Yalnız sevindirici olan bir şey var. Değerli arkadaşlar, Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Vahap Seçer,  bu konuda son derece duyarlı bir noktaya gelmiş durumda. Son derece duyarlı hareket ediyor. İnanın yaşam hakkıyla ilgili gerekli duyarlılığı gösteriyor. Bu bizim için çok önemli. Diğer yerel yöneticilerinde bu durumda olmasını isteriz.  MTSO’ da bu konuda olumlu noktaya gelmiş durumda. Bunu da belirtmek isterim. Sesimizi gür bir şekilde çıkarırsak, tıpkı Davultepe köylülerinin tepkileri gibi. Bakınız geri adım atmak zorunda kaldılar. Her şey vatandaş olarak, yurttaş olarak yaşam hakkımızı korumakla ilgilidir. Mersin dünyanın en güzel coğrafyasına sahip iddia ediyorum. Biz bu coğrafyaya layık olalım. Mersin dünyanın en zengin tarihine, efsanevi güzelliğine sahip buna sahip çıkalım, duyarsız kalmayalım. Yalnız burada olduğu için değil; burasıda, ovada, denizde, limanda, parkta her şey bize aittir. Hepsi bize aittir. Yeterki sahiplenmeyi bilelim. Bazı rantçıların kurbanı olmayalım. Bu duyarlılığı her zaman her konuda görmek isteriz. Burası hepimize ait. Ben Mersin’de oturuyorum ama; en az sizin kadar ben ayvagedik’liyim, en az sizin kadar gözne’liyim, en az sizin kadar bu yaylaların ve Torosların insanıyım. Burası bize aittir buraya layık olmaya çalışalım. Mersin çok kötü harcandı. Dünyanın en güzel şehri olması gerekirken şu an da kirli sanayilerin, kirli yatırımların adeta yatağı haline getirilmek isteniyor. Bu konuda herkesin desteğine ihtiyacımız var. Birlik olmalıyız.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir