Ekingen, imar planın bütününde yer alacak olan Müftü Deresi’nin Mersin’in gelecekte çehresini, ekonomisini, şehrin dinamiklerini değiştirecek çok önemli bir değer olduğunu belirterek söz konusu Nazım İmar Planı’nda bu dere kenarının sanki kasıtlı olarak, maliyetlerin hesaplanmadığını, genel teamüllere aykırı olarak çok geniş alanda yeşil alan planladığını ve ileri tarihlerde plan revizyonuna adete bir zemin hazırladığını vurguladı.
“MÜLKLERİNİ DEĞERİNİN ALTINDA SATMAYA ZORLANACAKLAR”
Nazım İmar Planı’nda kamu menfaatinin gözetilmediğinin apaçık ortada olduğunu belirten Ekingen Mersin Büyükşehir Belediyesi’’ne gönderdikleri dilekçede şu soruları yöneltti: “Söz konusu bu yeşil alanın kamulaştırma maliyeti belediye tarafından hesaplanmış mıdır? Vatandaşı mağdur etmeden ne kadar zaman zarfında kamulaştırma cihetine gidilecektir? Dere taşkın sınırlarının çok ötesinde, halen yapılaşmış olan 5-6 adayı içine alacak şekilde geniş tutulan bu alanların planlama mantığı ne olabilir?”
Dilekçede sonuçların bundan ibaret kalacağını kaydeden Ekingen: “Bu durum bizde Sayın Belediyenizin gerçekte bir kamulaştırma niyeti olmadığı kanısını uyandırmaktadır. Plan mülk sahiplerinin, mülkleri ile alakalı tasarrufta bulunmalarını önleyecek içeriktedir. Böyle olunca kamulaştırılmayan ve tasarruf yetkisi kısıtlanan sahiplerinin mülklerini değerinin altında satışa zorlanmaları söz konusu olacaktır. Çünkü maalesef pusudaki rant gruplarının değerinin altında mülk satın almalarının ve sonrasında yapılacak plan değişikliği ile haksız ve büyük menfaat sağlamaları olasıdır.” dedi.
“PLANIN BÜTÜNLÜĞÜ UYGULANABİLİRLİĞİ İÇİN UYGUN DEĞİLDİR”
Dilekçedeki bir diğer itiraz konusuna da değinen Ekingen: “Tece’ye doğru giden aks üzerinde geliştirilen turizm alanları önce sevindirici gözükse de, yolun üst kısmına verilen konut dışı kentsel kullanım ve sanayi alanı bu ilişkinin hangi mantık ve plan gerekçeleri ile yapıldığı sorusunu akıllara getirmektedir. Şehrin turizminin ağırlık kazandığı batı aksına bu hizmeti destekleyecek diğer kullanım alanlarını yaratmak gerekirken, kirliliği, yoğunluğu ve Turizm fonksiyonuna çok yanlı negatif etkileri olacak sanayi alanının planlanması, planın bütünlüğü ve uygulanabilirliği için uygun değildir.” şeklinde konuştu.
“İLERİDE DÜZELTİLMESİ ÇOK DAHA ZOR SONUÇLARA MAL OLACAKTIR”
Mersin’in alt yapısı ile trafik ve kanalizasyon sisteminin mevcudu besleyemediğinin de dilekçede altının çizildiğini belirten Ekingen: “Gayri resmi verilerle yaklaşık 350 bin Suriyeli göçmenler ile birlikte Mersin bugün bile 1 milyon 500 bine yakın bir nüfusa sahiptir. 2035 hedefi olarak belirtilen bu nüfus miktarı, yeni plan ile getirilen imar artışları ile Mersin’i iki milyonun üzerine çok daha kısa bir sürede taşıyacaktır. Akdeniz ve Toroslar’da yapılan yoğunluk artışı bölgenin zaten yoğun, nefes alınmaz, düşük standartlardaki yapılaşmasını, aynı karakterde devam ettirecek ve ileride geri dönüşü, düzeltilmesi çok daha zor sonuçlara mal olacaktır.” ifadelerini kullandı.
